Gözlerimi kısıp başımı döndüren bu ışıklı dükkanda her seferinde başka bir avizeye odaklanıyor
bir öncekinden daha güzel buluyordum. Başım geride gözlerim tavanda ışık denizinde yüzerken
nerden geldiğini anlamadığım tuhaf bir ses dikkatimi dağıttı. Artık avizelere değil bu sese
odaklanmaya çalışıyordum. Belli belirsiz duyulan tatlı ılık bir uğu kulaklarımı gıdıklıyordu. İçime
dolan bu yumuşak nahif tını beni çağırıyordu sanki. Sanki hem çok yakın hem de çok uzaklardan
geliyor yüzüme tatlı öpücükler konduruyordu. Sesin geldiğini tahmin ettiğim arka tarafta bulunan
küçük odaya doğru ilerledim. Kapı hafif aralıktı. Başımı aralıktan uzatıp gözlerimle karanlık
odada sesin geldiği yeri tespit etmeye çalıştım. Kalbim heyecandan ve bir işler karıştırıyor olma
korkusundan dolayı büyük bir hızla atmaya başladı.