Kainatı avucuma koysun isterse tanrın. Gel tahtıma otur desin ister- se. Senin ilan etmediğin peygamberliği dahi iterim elimin tersiyle. Senin olmadığın bir yerde anlattığın yer çekimini bile tanımam. Atladığım uçurumlardan çakılmam yere. Sana söz güzel arkadaşım. Bir gün ben de kendime yapayalnız bir mezar kazacağım. Ama o me-zara girene kadar kimseyle arkadaş olmayacağım. Se Rah’ın hakkını ödeyeceğim arkadaşım. ‘
Endülüs’de, tanrının bile unuttuğu bir çöl köyünde birlikte büyüyen Mervan ve Affan’ın seyyahlık öyküsüdür bu. Kader onları aynı yerde dünyaya getirmiş ama farklı geçmişlerde büyütmüşse de aynı yolculukta bir araya getirmiştir. Karşılarına çıkan diğer yoldaşlarının hikayesiyle de birleştirip bana Se Rah’ı yazdırmıştır yine bu aynı kader. Çöllerden denizlere, yerlerden dağların zirvelerine uzanan üç seyyah’ın öyküsüdür bu. Sürekli gitmek isteyip de gidemeyen korkaklara ithaf edilmiştir.