Macar Krallığı, Osmanlıların Avrupa’ya geçmelerinden sonra kıtanın içlerine ilerlemelerini önlemek için gerek tek başına gerekse de diğer Avrupa devletleriyle ittifaklar yapmak suretiyle karşılarına çıkan yegâne güçtür. Ancak Macaristan, XVI. yüzyılın başında Osmanlıların güney ve güneybatı yönlerinden ilerleyerek sınırlarına dayanması, batı sınırının komşu olduğu Habsburgların ise veraset yoluyla Macar tahtında hak iddia etmesi sonucunda iki büyük güç arasında sıkışır, Habsburglar ve Osmanlılar arasında ekonomik ve askerî yönden tampon bir devlet, bir köprü konumuna gelir.
Avrupa’nın ve Macaristan’ın durumunu yakından takip eden ve Habsburg- ların güçlenmesinin Avrupa’da ve Balkanlarda kendileri aleyhine gelişmelere yol açacağının farkına varan Osmanlılar, Habsburglarla boy ölçüşmek, Maca- ristan’ın Habsburglar tarafından Osmanlılara karşı bir sıçrama tahtası olarak kullanılmasını önlemek ve Avrupa’nın içlerine ilerlemek istiyorlarsa öncelikle Macar Krallığı’nı elde etmenin veya Macarlarla anlaşarak Macaristan toprak- larından geçmenin yollarını aramak zorunda olduklarını biliyorlardı.
Macaristan’ın Osmanlılara topraklarından geçiş izni vermemesi üzerine Osmanlılar ve Macarlar 1526 yılında Mohaç’ta Macaristan’ın ve Avrupa’nın yazgısını belirleyecek olan tarihin en kısa süren meydan muharebesinde karşı karşıya gelirler.
Bugüne kadar üzerinde birçok araştırma yapılmış, her aşaması ayrı bir inceleme konusu olabilecek, Orta Çağ Macar Krallığı’nın ve Macar bağımsızlığının sonunu getirirken Osmanlıları “Kızıl Elma” düşüncesine bir adım daha yaklaştıran Mohaç Meydan Muharebesi’nin gerek Türk ve Macar kaynaklarından yapılan incelemeler sonucunda gerekse de muharebeye bizzat tanıklık etmiş olan Macar Kralı II. Lajos’un (1516-1526) kançıları István Brodarics’in (1471 civarı-1539) muharebe hakkında yazdığı De conflictu Hungarorum cum Turcis ad Mohatz veritissimo descriptio (Macarların Türklerle Mohaç Ovası’nda Yaptığı Muharebenin Gerçek Anlatımı) başlıklı eserinden yararlanılarak yeniden kurgulanması Türk ve Macar tarihinde farklı bir yere sahip olan muharebenin öneminin ortaya çıkarılmasına ve değerlendirilmesine katkı sağlayacaktır.
