Zihin bazen unutarak korur kendini. Ama unutulan her
şey, bir gün geri dönmenin yolunu bulur.
 
Nevin, başarılı bir terapisttir. Sessizliğiyle danışanlarını
konuşturur, suskunluklarıyla en derin yaralara ayna tutar.
Fakat karşısına çıkan yeni bir danışan, Suat, onun hayatında
yıllardır gömülü duran karanlık bir anıyı uyandırır. Çocuklu-
ğunun sarı duvarları, kapalı pencereleri, bastırılmış nefesleri...
Hepsi birer birer gün yüzüne çıkar.
 
Her seans, bir yüzleşmeye; her kelime, geçmişin karanlık
odalarına açılan bir kapıya dönüşür. Nevin yalnızca danışa-
nını dinlemez; kendi sessiz çığlığını da yeniden duymaya
başlar. Travma, suç ve unutmanın bedeli; bir terapistin
masasında, bir çocuğun hatırlamak istemediği odada
yeniden yankılanır.
 
Kırmızı Kaplumbağa: Hatırlamamanın Bedeli, sadece bir
roman değil; hafızanın, suskunluğun ve affetmemenin
edebi bir kaydıdır. Güray Kant, okuru hem psikolojik hem de
varoluşsal bir sorgulamanın tam ortasına davet ediyor:
 
Bazı çocuklar hiçbir şeyi unutmaz.
 
Ve bazen en ağır ceza, hatırlamaktır.